İncil Değiştirildi Mi?

İnsanlar kimi zaman şöyle bir soru soruyor: “Dört değişik müjde olması Yeni Ahit’in (İncil) değiştirildiğini kanıtlamıyor mu?” Basit yanıt, hayır. Ancak sorunun kendisi Allah’ın kutsal yazıları nasıl vahyettiğine ilişkin bir yanlış anlama olduğunu ortaya koyuyor. Pek çok kişi Allah’ın kutsal kitapları yalnızca söylemek istediklerini bir melek aracılığıyla peygambere kelimesi kelimesine dikte ettiğini, peygamberin de bu sözleri tamı tamına yazdığını düşünüyor. Ne var ki,   Kutsal Kitap’ın hem Eski hem de Yeni Ahitleri’nde, Allah tarafından yazılan yegâne sözler On Emir’dir. Kutsal Kitap’ın geri kalanında Allah peygamberlere gerçeği rüyalarda, görümlerde ve sözlü iletişim yoluyla iletti. Bu peygamberler sonra bu gerçekleri, kendi eğitim durumlarına ve yazma becerilerine göre, kendi sözcükleriyle yazdılar. Böylece Allah’ın mükemmel ve mutlak gerçeği insanların kusurlu diliyle iletildi.

Diyelim ki bir binanın girişindeyim ve bir itfaiyeci gelerek “Yangın var, buradan çıkın!” diyor. Koşarak üst katlara çıkıyorum ve “İtfaiyeci bana ‘Binayı hemen terk edin, çünkü yanıyor’ dedi” diyorum. Mesajı doğru bir şekilde ilettim mi? Evet. Sözlerim itfaiyecinin sözlerinin bire bir aynısı mıydı? Hayır, fakat mesajın amacı doğru olarak aktarıldı. Haberci kusurlu olsa da, mesaj anlaşıldı. Dolayısıyla, aynı olayları anlatan, kimi zaman ise bu olaylara dair daha fazla ayrıntı veren ve farklı sözcükler kullanarak yazan dört müjde yazarı da mesajı değiştirmez. Aynı şekilde, gramerdeki ve imlâdaki küçük değişiklikler de mesajı değiştirmez. Vahyi bu şekilde doğru bir biçimde anladıktan sonra, Kutsal Kitap’ın mesajına itimat edebiliriz.